KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı,Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı Prof.Dr. Ata Atunun ilgiyle okunacak gündeme dair özel köşe Yazısı
AB Niye Taraf Tutuyor
Kağıt üstünde “İnsan Hakları Şampiyonluğu” yapan Avrupa Birliği Kıbrıs’a ve Kıbrıs
Sorununa tek taraflı, sadece Rumları haklı gören, sadece Rumların çıkarlarını
destekleyen gözlükle bakıyor. Varsa yoksa Rumlar ve Rumların menfaatleri.
Bu nasıl bir bakış, nasıl bir değerlendirme ve nasıl bir insan hakları anlayışı,
gerçekten anlamak mümkün değil.
Rumlar, 1974 Kıbrıs Barış Harekatının 2. kısmından 3 gün önce ve daha 2. harekatın
yapılacağı belli bile olmadan Gazimağusa ilçemizin Atlılar, Muratağa ve Sandallar
köyüne tepeden tırnağa silahlı bir birlikle saldırdılar ve 3 aylık bebekten, 95 yaşındaki
yaşlı vatandaşlarımıza kadar bebek, çocuk, genç, yetişkin, ihtiyar, kadın, erkek
demeden silahsız, korumasız herkesi önce acımasızca kurşuna dizdiler sonra da
aralarında yaşayanların olup olmadığına bakmaksızın toplu mezarlara gömdüler. Bu
köylerimizi, tarumar ettiler, tüm küçükbaş, büyük baş hayvanları aldılar, evlerdeki,
ambarlardaki zahireleri kamyonlara yükleyip götürdüler ve adeta haritan sildiler.
Her ne kadar birileri unutsa da Rumlar, silahsız insanları görünce nedense aslan
kesilirler, canice karşılarındaki öldürürler, her türlü kötülüğü yaparlar, evleri soyup
soğana çevirirler, ama iş yargıya veya diplomasiye gelince her zaman mağduru
oynarlar, 1974 Barış Harekatında olduğu gibi karşılarında kendinden daha güçlüsünü
görünce de sıçanlar gibi kaçar, saklanacak delik ararlar. Ki, 1974 Barış Harekatı
sonrasında mazluma yatmak için, dünyaya kendilerini mağdur olan taraf olarak
göstermek için abilerini araya sokarak bir “Kayıp Şahıslar Komitesi” kurdurdular.
Hedefleri Barış Harekatında evvel Yunanistan’da iktidarda olan Albaylar Cuntasının
Makarios’u devirmek için yaptıkları darbede katlettikleri binlerce Makarios taraftarları
ile komünistleri Barış harekatında “Türklere karşı savaşırken Türkler tarafından
öldürüldüler” diye suçu Türklerin üstüne yıkmaktı.
Bu nedenle hayatını kaybeden Rumlarla ilgili yapılan kazıların büyük çoğunluğu
KKTC toprakları içinde yapılmak isteniyor. Larnaka’da, Limasol’da, Baf’ta ve
Lefkoşa’nın Rum kesiminde kendilerinin katlettiği Rumların gömülü oldukları yerlerde
kazılar yapılmadığı için de hala daha bulunamayan ve isimleri kayıp listesinde yer
alan Rumlar var. Rum Yönetimi safa yatmaya çalışıyor ama kayıtlar, ifadeler,
dönemin Rum gazeteleri ve BM raporları öyle söylemiyor.
Şimdi Kayıp Şahıslar Komitesi’ndeki Kıbrıslı Rum üyeler, Ocak ayında çalışmaların
başlaması doğrultusunda ortak mutabakatla kararı alınmış olmasına rağmen yeni
seçilen Rum liderden aldıkları talimatla Rumlarca katledilen Türklerin gömülü olduğu
Atlılar köyümüzdeki toplu mezarda kazı yapılmasını engelliyorlar.
Gerekçe çok açık. Kayıplar Komitesi DNA analizi yaptıktan sonra kayıpların kimlikleri
belirlenince, yapılan katliam söylenti, duyum, faraziye olmaktan çıkacak ve yasal bir
statü kazanarak, resmi kayıtlara geçecek.
Katliamı kimlerin yaptığı, hangi üniformayı giydikleri, hangi silahları kullandıkları resmi
olarak bilindiği için, yapılan katliamda acımasızca öldürülen kişilerin kimlikleri resmi
olarak kayıtlara geçince ortaya bir dizi, “Uluslararası İnsanlık Suçu”, “Tazminat
Ödeme”, “Uluslararası Mahkemelerde Yargılanma”, “İtibar Kaybı”, “Uluslararası
Kınanma” gibi Rumları yerin dibine sokacak sorunlar çıkacağından Rumlar AB’ye
güvenerek bu ve benzeri kazıları önlemek ve yokuşa sürmek için elden geleni
yapmakta.
Gerçeklerin er-geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var ve elbet mağduru oynayan
Rumların da cani yüzleri ortaya çıkacak.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı