Panel’in açılışında konuşan Rauf Denktaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali BIÇAK, arabuluculuğun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de bir ihtiyaç olduğunu ve kısa bir süre içerisinde yasal bir şekilde işlev kazanabileceğini belirtti.
Sözlerine devamla Prof. Bıçak, Rauf Denktaş Üniversitesi’nin eğitim hayatına başlamasının üzerinden sadece 1 yıllık bir zaman geçmesine rağmen bu 1 yılda çok başarılı bir başlangıç yaptıklarını, Rauf Denktaş Üniversitesi’nde tüm bölümlerde ayni kalitede eğitim ve hizmetin verildiğine vurgu yapmıştır.
Hukuk Fakültesi’nden mezun olan öğrencilerin, hem Türkiye’de hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde avukatlık yapabileceğini ve hukuk müfredatında bulunan İngilizce yabancı dil eğitimi ile de yabancı müvekkiller ile İngilizce lisanında avukatlık hizmeti vermenin da mümnün olacağı yönünde açıklamalarda bulunulmuştur.
Hukuk Bölüm müfredatında 42 Türk Hukuku, 12 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hukuku (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Barolar sınavına yönelik) ve 6 İngilizce temel ders verildiğini belirten Prof. Bıçak, bu şekilde ‘istihdam edilebilir’ mezunlar vermeyi amaçladıklarını vurgulamıştır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Barolar Birliği Başkanı Av. Hasan ESENDAĞLI ise konuşmasında, arabuluculuğun alternatif bir çözüm yolu olduğunu ve arabuluculuk sistemine de KKTC Barolar Birliği olarak sıcak bakıldığını ancak ülkemizde arabuluculuk sisteminin temelinin oluşması için gerekli olan altyapı (Adalet Bakanlığı ve diğer sair) kuruluşların ülkemizde bulunmaması hasebi ile bu noktada bir eksiklik yaşanabileceğini söyleyerek 2018 yılında bu konuda Bakanlar Kurulu’na bir taslak sunulduğunu ve bu konu ile Barolar Birliği olarak da birçok çalışma ve toplantı yapıldığını belirtmiştir. Keza, ülkemizde, mahkemelerde mevcut olan ticari ve ekonomik davaların yoğunluğunun mahkemelerin gündeminde önemli yer tuttuğunu ve bu yoğunluğunun mahkemeler gündeminden azalması için ise alternatif çözüm yolu olan arabuluculuk sisteminin de ülkemizde uygulanır olmasının son derece önemli olduğunu söylemiştir.
Av. Arb. Yüksel Okyay Evren Panel’de sözlerine ‘arabulucuk nedir?’ sorusuna yanıt vererek; sistematik teknikler uygulayarak görüşmek ve müzekkerelerde bulunmak amacı ile tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çalışan, tarafsız, üçüncü kişi tarafından sürdürülen anlaşmazlık çözüm yöntemidir’ diyerek sözlerine, arabuluculuğun 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” ile Türkiye’de hukuk sistemine dahil edildiğini ve arabuluculuğun en önemli özelliklerine değinerek; ihtiyari, bağlayıcı olmayan, gizlilik esasına dayanan ve tarafların çıkarlarını gözeten bir prosedür olmasıdır ifadesinde bulunmuştur. Av. Yüksel Okyay Evren sözlerine devamla, Türkiye’de kimlerin arabulucu olabileceği, arabulucu olmak için şartların neler olduğu, arabuluculuk başvuruları, neden arabuluculuğa ihtiyaç duyulduğu ve arabuluculuğun engelleri nelerdir konularına da değinmiştir.
Av. Arb. Hilal Çalkın ise sözlerine Akdeniz Uyuşmazlık Çözüm Merkezin’in kuruluşu ve çalışmaları ile ilgili bilgi verdikten sonra arabuluculuğun avantaj ve dezavantajlarını anlatarak Türkiye Cumhuriyeti’nde arabuluculuk mesleğine lisans veren kurumlardan, Türkiye’de arabuluculuk mevzuatının başlangıcından ve ilk arabuluculuk kayıtlarından bahsetmiştir.
Av. Çalkın sözlerine devamla Türkiye Arabuluculuk etik kuralları ve arabuluculuk asgari ücret tarifesi konularına değinerek, 2018 yılında Türkiye’de İş Hukuku uyuşmazlıkları dava şartı adı altında İş Hukuku uyuşmazlıklarının neredeyse büyük bir kısmının önce arabuluculuk yolundan geçerek daha sonra yargı yoluna gidildiğini söylemiştir.
Bununla birlikte 2019 yılında ayni düzenlemenin Ticari uyuşmazlıklar için de yapıldığını, arabuluculuk yöntemi ile tarafların uzlaşıya varma yönünde hem istekli hem de isteksiz kişilerin olması, ihtiyari arabuluculuk yöntemine başvuruların daha fazla olduğu, arabuluculuk masasından geçen dosya sayılarından bahsederek İş Hukuku ve Ticari davaların önce arabuluculuk masasından geçerek dava açıldığı yönünde vurgu yapan Av. Çalkın, başvuru sayılarına bakıldığı zaman ise yargının ciddi anlamda zor durumunda olduğunu vurgulamıştır.
Panel’in son konuşmacısı Av. Arb. Nevin Can ise, arabuluculuk alanında Singapur Sözleşmesi’nden bahsederek bu girişimle uluslararası alanda Türkiye’nin de taraf olduğu toplam 46 ülkenin çok önemli bir adım attığını söylemiştir.
Singapur Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Ticaret Hukuk Komisyonu’nun hazırlamış olduğu bir sözleşmedir. Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Uluslararası Sulh Anlaşmaları Konvansiyonu, Singapur Konvansiyonu’nun diğer bir adıdır.
Sözlerine devamla Av. Can, Singapur Konvansiyonu’nun 7 Ağustos 2019 tarihinde Singapur’da imzalandığını ve kendi bölgesinde ekonomik güç sahibi ülkelerin de aralarında bulunduğu İran, Amerika, Çin, Hindistan, Türkiye gibi ülkeler tarafından daha ilk gününde imzalandığını, bu sözleşme ile ticari anlaşmazlıkların arabuluculukla tarafların anlaşmaya vardığını ve dolayısıyle bu anlaşmaların uluslararası alanda icra edilebilirliğine vurgu yapmıştır. Av. Can, Singapur Sözleşmesi’nin esas amacının sınır ötesi ticari üst uyuşmazlıkların dostane yöntemlerle çözümünü yaygınlaştırmak olduğunu belirtmiştir.
Çok sayıda avukat, stajyer avukat ve hukuk öğrencilerinin katıldığı Panel sonunda Rauf Denktaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Bıçak, Akdeniz Uyuşmazlık Çözüm Merkezi avukatlarına teşekkür ederek kendilerine KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın halı üzerine dokunmuş bir portresini hediye etmiştir.