HABER :İREM KESİM/KKTC
BYTURCO MEDYA HABER MERKEZİ,
BYTURCO MEDYA GRUBUMUZA AİT Gazetelerde köşe yazan ilgi ve beğenyle okunan KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı, Prof.Dr. Ata Atunun yine ilgiyle okunacak çok özel özel köşe Yazısı
Kötü Komşu Ev Sahibi Yaptı
Amerika Birleşik Devletler hükümeti 2024 yılının başlarında uzun süren
müzakerelerin ve tartışmaların ardından ABD'nin NATO müttefiki Türkiye ile 40 adet
yeni F-16 Fighting Falcon çok amaçlı savaş uçağının satışını ve Türk hava
Kuvvetlerinin mevcut F-16 filosu için 79 adet modernizasyon kitinin satışını binbir
naz ile onaylamıştı.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı geçtiğimiz hafta içinde ABD’den mevcut F-
16 filosu için 79 adet modernizasyon kiti alma kararını değiştirdi ve TUSAŞ’ın
yeteneklerine güvenerek satın almaktan vazgeçtiğini açıkladı.
Belli ki TUSAŞ, yılların deneyimi ve çağdaş teknolojisi ile F-16 filosunun
çağdaşlaştırılması için gerekli tüm sistemleri, yerli malzeme ve milli yazılımla
üretmeyi başarmış. Özelliklede, Amerika’nın F-16’ları modernize etmek için
kullandığı “Modüler Görev Bilgisayarının [MMC]” yerini almış olan “Özgün Aviyonik
Sistem [OAS]” isimli “Görev Bilgisayarı”nı geliştirmesi ve kusursuz bir hale getirmesi
Türkiye’yi silah üretim sanayiinde çok önemli bir konuma yükseltiyor. Dünya
üzerinde bu tür silah sanayisine yönelik sofistike ve özgün olarak “Görev Bilgisayarı”
imal edebilen ve kendi yazılımını kullanabilen sadece 3 ülke var.
Görev Bilgisayarının paralelinde bir diğer çok önemli başarı da ASELSAN tarafından
geliştirilen, açık yazılım mimarisine sahip olan ve diğer ülkelerdeki teknoloji
sağlayıcılarına bağımlı kalmadan süreç içinde sorunsuz yükseltmelere izin veren
OAS’ın (programlamada spesifikasyon dili) entegre olarak Görev Bilgisayarı ile
kullanılıyor olması.
OAS’ın ASELSAN tarafından geliştirilerek millileştirilmesi hayati bir önem taşımakta.
Türkiye artık kendi olanak ve spesifikasyonları ile SOM-J seyir füzesi ve HGK
güdümlü bomba kitleri gibi, füzelere kendi mühimmatlarını entegre edebilecek. Füze
nereye gidecek, güdümlü bomba nereye düşecek, artık füze hedefe giderken
öğrenilemeyecek, karşı tarafa bilgi verilemeyecek, füzenin nereyi hedeflediği, hedefi
vurduktan sonra ortaya çıkacak.
Türkiye’nin ürettiği radarlar da artık küresel silah sanayiinde başa oynuyor.
ASELSAN’ın kendisinin geliştirdiği AESA [Active Electronically Scanned Array] radar
teknolojisi ile ürettiği MURAD AESA radarı, ABD’li şirket Northrop Grumman'ın
ürettiği ve dünyanın en iyisi olarak kabul gören AN/APG-83 SABR’ın (Scalable Agile
Beam Radar) en büyük rakibi.
Devamla; ASELSAN kendi geliştirdiği ve ürettiği SPEWS-II Elektronik Harp uygulama
paketleri ile batılı rakiplerinin başını ağrıtmaya başladı. SPEWS-II’nin Türk hava
Kuvvetlerinin elindeki F-16’lara entegrasyonu, Türkiye’nin elektronik harpte dışa
bağımlılığını neredeyse sıfırlayacak düzeyde.
ROKETSAN ve TUBİTAK SAGE tarafından ortaklaşa geliştirilen SOM-J seyir füzesi,
uzun menzilli hassas vuruş kabiliyetli olup F-16’ların silah yuvaları ve sistemi ile tam
uyumlu üretildi. Buna ilaveten aynı ekip tarafından üretilen GÖKDOĞAN ve
BOZDOĞAN havadan havaya füzeleri, ABD’nin ürettiği AIM-120 AMRAAM ve AIM-9X
Sidewinder füzelerinin en dişli rakibi. Türkiye artık füze teknolojisinde neredeyse tam
özerk hale geldi ve dışa bağımlılıktan, ambargolardan, kısıtlamalardan ve benzeri
yaptırımlardan tamamen kurtuldu.
ABD’nin işine gelmediğinde Türkiye’ye silah ambargosu uygulaması, Türkiye’nin
elindeki F-16’ları modernleştirme isteklerinde nazlanması, yıllarca sudan bahanelerle
engeller çıkartması, Türkiye’yi “çok naz aşık usandırır” misali usandırdığı kesin.
Türkiye, ABD’nin nazlarından ve yaptırımlarından kurtulmak için kullandığı Amerikan
yapımı silahlardaki kilit sistemleri kendi ürettikleri ile değiştirmek amacı ile yıllar
önce TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN, TUBİTAK ve benzer teknoloji şirketlerini ayrı
ayrı görevlendirerek bu sistemleri yerli alternatiflerle değiştirmek suretiyle kendi
kendine yeterli olma yoluna girmiş. Şükür ki hedeflenen sonuçları da almayı başardı.
Bu gelişme, net bir şekilde Türkiye’nin ve Türk silahlı kuvvetlerinin yıllar içinde
neredeyse her tür silah ve araçta kendi kendine yeterliliğini artırdığını ve yabancı
tedarikçilere bağımlılığını iyice aşağılara çektiğini gözler önüne seriyor. Biz Türklerin
çok kullandığı atasözünün tezahürü de diyebiliriz buna. Gerçekten kötü komşu ev
sahibi yapıyor.
Prof. Dr. (İn. Müh), Doç. Dr. (UA İlş) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili