KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı,Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı Prof.Dr. Ata Atunun ilgiyle okunacak gündeme dair özel köşe Yazısı
AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok
Avrupa Birliği’nin dertleri başından aşkın.
Kendi içlerindeki sorunlara ilaveten şimdi bir de “Türkiye ile nasıl baş ederim”
düşüncesi var kafalarında.
“Türkiye ile düşman mı olayım, dost mu, yoksa ne şiş yansın, ne de kebap misali mi
ilişkilerimi sürdüreyim” açmazı içinde.
Aslında kararını çoktan vermiş ama kendine bile itiraf etmeye çekiniyor.
Tek yolun, tek çözümün Türkiye ile dostane ilişkiler kurmak olduğunun daha Almanya
Şansölyesi (Başbakan) Merkel döneminde farkına varmışlardı esasen. Özellikle de
15 Temmuz 2016 kalkışması sonrasında Türkiye’de taşların yerine oturması,
FETÖ’nün dağıtılarak ABD’nin Türkiye’yi karıştıran elinin koparılması, PKK Terör
örgütünün Türkiye sınırları içinde çökertilerek ABD’nin Türkiye’yi karıştırmak için
görevlendirdiği diğer elinin kopartılması, sınır ötesinde terör örgütü elebaşları ile
üyelerinin tek tek yok edilmesi, AB’nin “Türkiye ile dost olmak bizim çıkarımızadır”
kararını almasına neden oldu.
Tabi Batı’nın geri adım atmasının esas sebebi Türkiye’nin savunma sanayindeki hızlı
yükselişi. Batı dünyasının Türkiye’yi parçalamak için 1980’li yıllardan başlamak üzere
içte ve dışta Türkiye’yi sıkıntıya sokması, terör eylemlerini finanse ederek halkın
devlete olan inancını yitirmesi için elden geleni yapması, ekonomik ambargolar
uygulaması, teknoloji transferini durdurarak savunma sanayiinde kullanılan silahların
önemli parçalarının satışını durdurması, uzun vadede “Kötü komşu ev sahibi yapar”
atasözümüze uygun olarak bu tür baskılardan ve terörden yılmayan Türk halkında
ters etki yarattı ve savunma sanayisi ile nano teknolojinin Türkiye’de çağ atlamasına
ve dünyanın en iyileri arasına girmesine neden oldu.
Batı dünyasının “Türkiye önce güçsüzleşecek, sonra dağılacak, ardından da
parçalanacak” beklentilerinin aksine günümüzde, Batı dünyasının başına sardığı
belaların tümünden kurtulmuş ve savunma sanayisi kendine yeterli güçlü ve dev gibi
bir Türkiye var artık. Bir adım ötede ise ABD’nin kayıtsız, koşulsuz sömürgesi olan,
yer altı zenginliklerini tüketmiş, sanayisini Asya’ya kaptırmış, sömürgelerden akan
haraçları kesilmiş, tırnakları sökülmüş zavallı bir aslan görünümündeki AB...
Gelelim esas konumuza; Çiçeği burnunda Rum lider Nikos Hristodulidis, Kıbrıs
konusunda AB içinde taraftar bulmak ve Kıbrıs sorununu AB’nin gündemine
sokabilmek için bıkmadan usanmadan girişimler yapıyor. Seçildiği Şubat ayından
beridir neredeyse üç geceden birini yurt dışında, Batı dünyasının liderleri ile
görüşmek ve yalvarmakta geçirdi. Seçimlerden sonra geçen üç ay içinde tamı tamına
29 ülke lideri ile sulu gözlerle ve ağlamaklı bir sesle görüştü ve Kıbrıs sorununa
müdahil olmaları, 2017 yılında Crans Montana’da masayı terk ettikleri yerden
“Federasyon görüşmelerinin tekrardan başlatılması adına” baskı yapmaları için
yalvardı.
Bundan 5 gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşen
Hristodulidis, Fransa’dan “Kıbrıs konusuna müdahil olmaya hayır” yanıtı alınca
soluğu Almanya’da aldı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz da üç aşağı beş yukarı aynı
tavırla ipe un serdi ve “hayır” anlamına gelen cevaplar verdi.
Sadece AB değil Rumların tüm yalvarmalarına kulak tıkayan. Rusya da, AB’nin
ambargo çağırısına uyduğu için Kıbrıs Rum tarafına kırgın. Bu nedenle de her ikisi de
Hristiyan Ortodoks olmalarına rağmen, Rusya Rumların yanında durmuyor. Evvelki
gün Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, nihai çözümü bizzat adadaki
sakinlerin bulması gerektiğini ve kendilerinin takvim veya hazır tarif dayatmalarına
gerek olmadığını ifade ederek Kıbrıs konusuna karışmayacaklarını net bir dille izah
etti.
ABD, BM, AB ve Rusya’nın Kıbrıslı Rumların hatırına Türkiye’yi karşılarına almak
istemedikleri ve güçlü Türkiye sayesinde, Kıbrıs sorunu “Eşit egemen, tanınmış iki
devletli” bir çözüme doğru yol almaya başladığı belirginleşmeye başladı…
Özetle, ne AB’nin ne de Rusya’nın gündeminde Kıbrıs sorunu yok.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı