Başbakan Tatar, “ Kıbrıslıyım, Türk’üm. İkisinden de gurur duyuyorum ve Sayın Akıncı’nın Kıbrıs Türk Barış Harekatı ve Türkiye’nin Suriye’de terör örgütlerine karşı gerçekleştirmekte olduğu Barış Pınarı Harekatı ile ilgili olarak yazdıklarını kınıyor, bunların halkımızın neredeyse bütünü tarafından asla benimsenmediğinin altınız çiziyorum” dedi.
Tatar, açıklamasında şunları kaydetti:
“ Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın 4 gün sustuktan sonra Türkiye’nin Suriye’de PKK-YPG terör örgütlerine karşı gerçekleştirmekte olduğu “Barış Pınarı” adlı askeri harekatla ilgili olarak yazdıklarını üzüntü ve hayretler okudum.
Sayın Akıncı’nın yaklaşımı, değerlendirmeleri kesinlikle doğru değildir ve Kıbrıs Türk Halkı’nın nerdeyse bütününün görüşlerini yansıtmamaktadır.
Kıbrıslıyım, Türk’üm. İkisinden de gurur duyuyorum. Halkın sürekli içindeyim. İnsanlarımızı tanıyorum. Halkımız Türkiye’ye güvenmekte ve Türkiye’nin askeri varlığı ile etkin garantörlüğünden asla geri adım atılmamasını talep etmektedir.
Halkımız, Türkiye’nin kendisi için taşıdığı önemin farkındadır.
Kıbrıs Türkü ekranları başında Suriye harekatını yakından izlemekte büyük bir samimiyetle Mehmetçiğin başarısı için dua etmektedir.
Dolayısı ile Sayın Akıncı’nın konuyla ilgili geç açıklama yapması, Türkiye’ye açık ve net bir destek ortaya koymaktan, terör örgütünü kınamaktan kaçınması hiçbir şekilde halkımızın görüş ve tavrı olamaz.
Bir kere Sayın Akıncı’nın en büyük hatası işin içine Kıbrıs Barış Harekatı’nı karıştırması ve 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a barışı getiren, halkımızı yok olmaktan kurtaran, devlet ilan ettiğimiz bugünkü coğrafyayı ortaya çıkaran tarihi bir olayı çarpıtmaya çalışmasıdır.
Sayın Akıncı’nın açık ve net bir şekilde terör örgütlerini eleştirmemesi ve terör örgütlerine karşı bir harekat yapıldığını göz ardı ederek açıklamalar yapması kabul edilemez bir tutumdur.
Sayın Akıncı, gerek Türkiye gerekse biz çok hassas bir dönemden geçerken hassas olacağına, dikkatli davranacağına yaptığı açıklama ile Türkiye ve KKTC’ye düşmanlık yapanlara katkı sağlamıştır.
Ulusal Birlik Partisi ve hükümetimiz adına Sayın Akıncı’yı bu tutumundan dolayı kınıyor, akli selim bir tutum içine girmeye davet ediyorum.
44’üncü yaşını kutlamakta olan Ulusal Birlik Partisi’nin varlık nedeni halkımızın güven ve refah içinde yaşamasını sağlamak, Anavatan Türkiye ilişkilerimizi geliştirmektir.
Bu bağlamda Parti Meclisimizi Sayın Akıncı’nın bu son açıklamasıyla ortaya çıkan sıkıntıları ve tepkileri değerlendirmek gereken kararları üretmek üzere yarın saat 17.00’de olağanüstü toplantıya çağırıyorum
Bu vesile ile bir kez daha Suriye’deki kahraman Mehmetçiğe başarılar diliyor, Allah Türkiye’miz ve KKTC’nin yardımcısı olsun diyorum.”
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Barış Pınarı Harekatı’na yönelik söylemlerine ilişkin sosyal medyadan paylaşım yaparak, “Akıncı da dahil Kıbrıs müzakere süreçlerinde gelmiş geçmiş her Cumhurbaşkanının dilinden düşürmediği kelime “güvenlik” değil midir?” ifadelerine yer verdi.
Kudret Özersay , paylaşımın tamamında şunları kaydetti: “1960’ta, 1964’te, 1967’de, 1974’te ve fiili müdahalede bulunamadığı zamanlardaysa Bereketçiler aracılığıyla bu ülkedeki varlığımızı sürdürmek için verdiğimiz mücadelede her zaman yanımızda duran hangi ülkedir?
Sadece güvenlik açısından değil, ekonomik, siyasi ve diplomatik açıdan yanımızda duran ülke hangisidir?
En güçlü tarihi ve duygusal bağımız olan, milli maçlarında aynı heyecanı yaşadığımız, bir doğal afet olduğunda içimiz yanarak an be an gelişmeleri takip ettiğimiz, özetle acısını da heyecanını ve mutluluğunu da her olayda paylaştığımız ülke hangisidir?
Bugün sayın Akıncı da dahil Kıbrıs müzakere süreçlerinde gelmiş geçmiş her Cumhurbaşkanının dilinden düşürmediği kelime “güvenlik” değil midir?
Peki şimdi kendi güvenliğiyle ilgili olarak terörist gruplara karşı giriştiği bu harekatta bizim her dönemde yanımızda duran stratejik ortağımız, müttefikimiz olan Türkiye’nin ve kardeşimiz olan Türk Halkının yanında durmayacağız da ne yapacağız?
Bunu anılarımda yazarım diye düşünüyordum ama buradan şimdi yazmanın daha anlamlı olduğu aşikar: Bir önceki dörtlü koalisyon döneminde de maalesef sayın Akıncı’nın hükümetin Türkiye ile ilişkilerini zorlaştıran, sıkıntıya sokan bu ve benzeri davranışları oldu.
Kendi toprak bütünlüğü ve güvenliği için terör örgütlerine karşı bu kadar hayati bir mücadele veren Türkiye’ye AB üyesi ülkeler de dahil destek açıklaması yaparken devletimizin başı tarafından yapılan açıklamanın Kıbrıs Türk Halkının büyük bir bölümünün hissiyatını hiç ama hiç yansıtmadığını düşünüyorum ve biliyorum.
Türkiye ile ilişkilerimizi zedelemek ve daha da önemlisi toplumsal bir ayrışma yaratmak pahasına bu neden yapılır? İhtiyacımız olan şey bu mudur?
Hiç değildir.
Devlet başkanlığı makamında bulunanların sorumlu davranarak toplumda ayrışmaya neden olacak söylemlerden kaçınması kadar, tarihsel ve duygusal bağımız olan Türkiye ile ilişkileri zedeleyecek davranışlardan kaçınması da en az o kadar tarihi sorumluluklarıdır.
Bu açıdan sayın Akıncı’nın son açıklamaları gerek dış ilişkilerimiz gerekse ülke içindeki toplumsal huzurumuz açısından son derece talihsiz olmuştur.
Hiçbir devlet kendi topraklarını komşusu olan bir başka devletin güvenliğini tehlikeye atacak şekilde kullanamaz ya da bu şekilde terör örgütleri tarafından kullanılmasına müsaade edemez buna hakkı yoktur.
Her devletin toprak bütünlüğünü tehlikeye sokan bu tür eylemlere karşı kendi güvenliği ve toprak bütünlüğü bağlamında kararlı adımlar atmasından daha doğal bir şey olamaz. Uluslararası ilişkileri ve diplomasiyi biraz olsun dikkate alan herkes bugün Türkiye’nin atmakta olduğu bu adımların ne anlama geldiğini ve neden gayet haklı olduğunu rahatlıkla görebilir.
Biz bu ülkenin ve Halkın Meclis’ten güvenoyu almış Hükümeti olarak teröre karşı mücadelesinde ve bu bölgedeki güvenlik risklerine karşı ortaya koyduğu kararlı tutumda Türkiye’nin yanındayız ve bundan sonra da yanında olacağız” dedi