Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda, Antalya'dan özel uçakla gelerek Ercan Havalimanı’ndan karantinasız ülkeye girenler konusu gündem oldu.
Cumhuriyet Meclisi’nde gerçekleşen bugünkü oturumda Başbakan Ersin Tatar, “bu kişilerin otelden çıkıp çıkmadıklarını bilmiyorum” derken, konu hakkında net bilgi sahibi olma hakkının olduğunu ve bu konuda soruşturma açılması için talimat verdiğini ifade etti.
Günün en çarpıcı açıklaması ise Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay’dan geldi. Özersay konuşmasında ağırlıkla Turizm ve Çevre Bakanı’nı işaret ederek, “Bu kişilerin ülkeye kumar oynamak için geldikleri yönünde içimde bir kuşku var, bu konu araştırılmalıdır” dedi. Kudret Özersay’ın bu çıkışı sonrası gözler Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel’e çevrilmiş durumda.
Muhalefet eleştiriler yaparak sorular yöneltirken, Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel gelenlerin kurallar çerçevesinde geldiği, kurallar çerçevesinde kaldığı ve incelemelerini yaptığını söyledi.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda ilk olarak onaya sunuş işlemleri gerçekleştirildi.
Ardından içtüzüğün 62. maddesi kapsamında parti başkanlarının konuşma taleplerine geçildi.
ARIKLI: “BAKANLAR KURULU TOPLUM VİCDANINDA MAHKUM OLMUŞTUR”
Bu bölümde ilk sözü alan YDP Genel Başkanı Ercan Arıklı “karantinada çifte standart” başlıklı konuşma yaptı.
“Son birkaç haftadır Lefkoşa üzerinden pis bir koku var” diyen Arıklı, hafta sonu ortaya çıkan kokunun bu kokuyu bastırdığını söyledi.
Güney’e geçen işçilere “dönme” dendiğini, cenazelerin bile neredeyse karantinaya konulduğunu, Türkiye’de İngiltere’de ve başka ülkelerde kalan KKTC vatandaşlarına karantina şartı koşulduğunu ifade eden Arıklı, sonra hafta sonu “esrarengiz” bir uçaktan inen 10 kişinin VIP yanındaki itfaiye kapısından ülkeye alındığını dile getirdi.
Konuyu araştırdıklarını, gelenlerin iş insanı olduğunun ortaya çıktığını, gelme nedenlerinin de Lapta’daki marina ihalesine teklif veren ve ikinci gelen firmanın yetkilileri olduğunu söyleyen Arıklı, Lapta Belediye Başkanının konudan bilgisi olmadığını söyledi.
Konuyla ilgili hükümetten farklı açıklamalar geldiğini kaydeden Arıklı, gelen firmanın Lapta Belediyesi’nin marina ihalesine teklif verip ikinci gelen firma olduğunu tekrarladı ve birinci gelen firmaya ne olduğunu sordu.
Bu kişilerin neden 1 Temmuz’da değil de özel uçakla geldiğini soran Arıklı, Müteahhitler Birliğinin gelen firmanın çok önemli bir firma olduğunu söylediğini de sözlerine ekledi.
“İhaleyi açan kim? Size ne oluyor?” diye soran Arıklı, hükümet üyelerinin “topu birbirine attığını” da söyledi.
“Bakanlar Kurulu toplum vicdanında mahkum olmuştur” diyen Arıklı, “adamına göre muamele” yapıldığını da iddia etti.
Arıklı “Bu hükümetin bu dönemde iş başında olması koronadan daha büyük talihsizliktir” dedi.
ATAOĞLU: “OLANLARA ANLAM VEREMİYORUZ”
Daha sonra DP Genel BaşkanıFikri Ataoğlu aynı konuda söz aldı. “Maalesef her zaman olduğu gibi bir takım tutarsız açıklamaları üzülerek izliyoruz” diyen Ataoğlu, olanlara anlam veremediklerini kaydetti.
Karantina mecburiyetinin 1 Temmuz itibariyle kalkacağı kararına işaret eden, Güney Kıbrıs’ta çalışanların karantina koşuluyla geçişine izin verildiğini anımsatan Ataoğlu, öte yandan Türkiye’den özel izinle gelenlerin karantinasız giriş yaptığını söyledi.
Gelenlerin marina projesi için geldiğinin açıklandığını, öte yandan Lapta Belediye Başkanı’nın böyle bir durumdan bilgisi olmadığını söylediğini anımsatan Ataoğlu, bu durumu skandal olarak niteledi.
Özel izinle gelen vatandaşların VIP’den girdiğini duyduklarını, bu haberlerin hemen ardından Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin, VIP’den değil yan taraftaki başka bir kapıdan çıkış yapıldığını açıkladığını belirtti.
“Ne fark eder?” diye soran Ataoğlu, hükümet üyelerinin konuyla ilgili farklı farklı açıklamalar yaptığını ancak konunun Bakanlar Kurulunda ele alındığının da söylendiğini dile getirerek, “Bakanlar Kurulundan alınan kararı Bakanlar nasıl bilmez” diye sordu.
“BU İŞİN ÇOK MU ACELESİ VARDI? İKİ HAFTA SONRA GELSELERDİ”
“İnsanların akıllarıyla dalga geçtiğinizin farkında mısınız” diye soran Ataoğlu “Bu işin çok mu acelesi vardı? İki hafta sonra gelselerdi. Yatırımcıya karşı değiliz, uygulamaya karşıyız” ifadelerini kullandı.
Konunun Bakanlar Kurulu’nda görüşüldüğünün söylendiğini anımsatan Ataoğlu eğer böyleyse neden bu kararın Resmi Gazetede yayınlanmadığını sordu.
Ataoğlu, konuyla ilgili bir Bakanlar Kurulu kararı varsa bunun açıklanmasını istedi.
Güney Kıbrıs’a giden işçilere karantina şartı konarken, özel izinle gelenlere karantina şartı konmamasının hesabını halkın soracağını söyleyen Ataoğlu “umarım ders alıp bundan sonra atacağınız adımları ona göre atarsınız” dedi.
ÖZYİĞİT: “BU TOPLUM BUNLARI HAK ETMİYOR”
Daha sonra TDP Genel BaşkanıCemal Özyiğit “Çifte standart ve özel izin” başlıklı konuşma yaptı.
“Bu toplum bunları hak etmiyor” diyen Özyiğit, toplumun 3 aydır alınan tedbirlere harfiyen uyduğuna işaret etti.
Önlemlerin alınıp alınmadığını sorduklarında Başbakan Ersin Tatar’ın “kötü algı yaratıyorsunuz yurt dışından gelmeyecekler” dediğini söyleyen Özyiğit “Durum böyleyse, halk hasta olacaksa gelmesinler” dedi.
Özyiğit, yaşamın normale dönmesi gerektiğini ancak Pile’liler ve Güney Kıbrıs’ta çalışanlara 1 Temmuz’a kadar bekleyin dendiğini , 21 Haziran’da gelelim babalar gününü kutlayalım dendiğinde bile ret yanıtı verildiğini söyledi.
1 Temmuz’dan sonra gelmesine izin verileceklerin de kategorilere ayrıldığını dile getiren Özyiğit, bu tarihten sonra da karantina şartı aranacağını anımsattı.
“Bütün bunları anladık da ansızın ülkemize bir ekip geldi. Ne kadar ilginç. Tabipleri Birliği Başkanı diyor ki bilgisayarlı tomografi cihazı bozuk, bunun için ekip gelsin diye bekliyoruz, karantina nedeniyle gelmediler. Ama ansızın Lapta marinası için ekip geliyor” diyen Özyiğit Lapta Belediye Başkanının da konudan haberi olmadığını kaydetti.
Hükümetten konuyla ilgili yapılan farklı açıklamalara işaret eden Özyiğit, Bakanlar Kurulu’na ne bilgi verildiğini sordu.
“BU İNSANLAR KAYITLI MI GİRDİ, KAYITLI MI ÇIKTI?”
VIP’den değil yan kapıdan girildiği açıklamalarına da işaret eden Özyiğit, “Bu insanlar kayıtlı mı girdi, kayıtlı mı çıktı? Eğer kayıt tutulmadıysa bugüne kadar kaç kişi oralardan geldi ve gitti? Kimdir bu kişiler? Nedir özellikleri?” diye sordu.
“Kimse topu bir birine atarak işin içinden sıyrılmaya çalışmasın” diyen Özyiğit, UBP-HP hükümetinin toplum sağlığını riske attığını, ortada bir skandal olduğunu söyleyerek hükümetin istifasını talep etti.
ERHÜRMAN: “BİZİM ARTIK NE EKONOMİ, NE SAĞLIK KONUSUNDA, NE GÜVENİMİZ NE DE İŞBİRLİĞİ ÇAĞRIMIZ VAR”
Ardından CTP Genel BaşkanıTufan Erhürman “karantinada çifte standart” başlıklı konuşma yaptı.
Sürecin başından bu yana “ hem sağlıkta hem ekonomide bir krizden geçiyoruz, krizi yönetebilmek için halkın güvenini sağlamamız lazım ki alınan kararlara halk uysun” dediklerini söyleyen Erhürman, güvenin sağlanması için tek ağızdan konuşmak, bilimsel temellere dayanarak açıklama yapılması, şeffaf olunması gerektiğini söylediklerini ancak bunların hiçbirine bugüne kadar uyulmadığını kaydetti.
Ulaştırma Bakanının, Bakanlar Kurulu’nun yanıltıldığını söylediğini kaydeden Erhürman “ne demektir bir bakan diyecek ki Balanlar Kurulu yanıltılmıştır diyecek” dedi.
Konuyla ilgili her bakanın başka bir şey söylediğini, söylenenlerin çeliştiğini dile getiren Erhürman, bunları gündeme getirdiklerinde Başbakan Ersin Tatar’ın “dışarıya yanlış mesaj veriyorsunuz” dediğini söyleyerek “Siz zanneder misiniz ki dışardakiler KKTC’de pandemi hastanesi olmadığını bilmez? “diye sordu.
Başbakanın koordinasyon yapmakla sorumlu olduğunu söyleyen Erhürman, hükümeti “üç maymunu oynamakla” suçladı.
“İTFAİYE KAPISINDAN GİRİLDİYSE YASA DIŞI BİR İŞ YAPILDI”
İtfaiye kapısından girildiyse yasa dışı bir iş yapıldığını söyleyen Erhürman, eğer durum böyleyse bu konuda ne gibi bir işlem yapıldığını sordu.
Lapta Belediye Başkanının “davet” denilen şeyin metnini gönderdiğini söyleyen ve bu metnin sonunu okuyan Erhürman, ilgili metinde teminatla ilgili prosedürün 30 Temmuza kadar uzatılacağının, konuyla ilgili 25 Mayısa kadar bilgi istendiğinin yer aldığını kaydetti.
“BU YAŞANANLAR IŞIĞINDA 1 TEMMUZ KARARIYLA İLGİLİ GÜVENİMİZ SIFIR”
Yatırımın ne kadar önemli olduğunun söylenip durulduğunu ancak kimsenin yatırımın önemiyle ilgili yorum yapmadığın kaydeden Erhürman, bu yaşananlar ışığında 1 Temmuz kararıyla ilgili güvenlerinin sıfır olduğunu belirtti.
“NEREDE YAŞADIĞINIZI SANIYORSUNUZ? KUZEY KORE’DE Mİ”
Dışarı karşı yanlış algı yaratmayın dendiğini söyleyen Erhürman “Nerede yaşadığınızı sanıyorsunuz? Kuzey Kore’de mi” diye sordu.
Bu saatten sonra hükümete destek vermelerinin mümkün olmadığını dile getiren Erhürman, “Bizim artık bundan sonra ne ekonomi, ne sağlık konusunda, ne güvenimiz ne de işbirliği çağrımız var” dedi.
Erhürman, zaten bu çağrılarının bir karşılığı da olmadığını kaydetti.
“Umarım ve dilerim halkımızın başına bir şey gelmez -ki eminim halkımız bunun için ellerinden geleni yapacaktır” diyen Erhürman, halkın 3 ay boyunca her türlü gelirinden fedakârlık ettiğini söyledi ve “siz bunu yapasınız diye mi” diye sordu.
BAKAN ÜSTEL: “GELENLER KURALLAR ÇERÇEVESİNDE GELDİ, KURALLAR ÇERÇEVESİNDE KALDI VE İNCELEMELERİNİ YAPTI” DİYE İDDA ETTİ
Ardından Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel yanıt vermek üzere kürsüye çıktı. “Muhalefet başkanlarını dinledim ama üzüldüm” diyen Üstel, ocak ayında Lapta Belediyesi’nde çıkılan ihale sürecinden bahsetti.
İhaleye iki şirket katıldığını, gelenlerin ikinci şirket sahibi olduğunu kaydeden Üstel, birinci şirketin süresinin 26 Haziran’da dolacağını, ikinci şirketin ihale sürecine devam etmek istiyorsa teminatını uzatması gerektiğini anlattı.
Üstel, Müteahhitler Birliğinin kendilerine müracaat ederek bu şirketin teknik heyetiyle gelip yerinde teknik çalışma yapmak istediğini ilettiğini dile getirdi.
Üstel’in “yatırıma karşıysanız söyleyin” demesi üzerine karşılıklı atışma yaşandı, Üstel’e gelenlere test yapılıp yapılmadığı, karantina şartlarının sağlanıp sağlanmadığı soruldu.
Gelenlerin kurallar çerçevesinde geldiğinin, kurallar çerçevesinde kaldığının ve incelemelerini yaptığını kaydeden Üstel, konuyla ilgili basın açıklamasının da okunabileceğini dile getirdi.